Ecrimisil Davası – Haksız İşgalden Kaynaklanan Tazminat Davası
Ecrimisil davası, hukuk sistemimizde “haksız işgal tazminatı davası” olarak da bilinen ve taşınmaz malın malikinin, söz konusu taşınmazı hukuka aykırı şekilde kullanan kişiye karşı ileri sürdüğü bir tazminat davası türüdür. Bu dava ile malik, malına yönelik izinsiz kullanımdan kaynaklı maddi kaybının giderilmesini talep eder. Uygulamada bu tür işgaller, yalnızca üçüncü şahıslar tarafından değil, aynı zamanda mirasçılar ya da ortak malik sıfatını taşıyan kişiler tarafından da gerçekleştirilebilmektedir.
Ecrimisil Nedir? Hukuki Niteliği ve Şartları
Ecrimisil; mülkiyet hakkı ya da kullanım yetkisi kendisine ait olmayan bir taşınmazı, malikinin izni olmaksızın kullanan kişinin, bu kullanımdan ötürü mal sahibine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatıdır. Türk hukukuna göre ecrimisil, mal sahibinin uğradığı zararın telafisi amacını taşır ve niteliği itibarıyla haksız fiil sorumluluğu doğurur.
Ecrimisil, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin genel hükümleri ile Türk Medeni Kanunu’nun zilyetlik ve istihkak davalarına dair özel düzenlemelerinden neşet eden, taşınmaz veya menkul bir malı kullanma yahut ondan yararlanma yetkisi bulunmayan kişinin, bu malı haksız bir şekilde kullanması neticesinde malikin uğradığı zararın karşılığı olarak ödemekle mükellef olduğu tazminat türüdür. Ecrimisile hükmedilebilmesi için bir takım kumulatif şartların varlığı zaruridir:
- Haksız İşgal (Fuzuli İşgal): Ecrimisil talebinin temelini, bir taşınmazın veya menkulün malikin rızası hilafına, hukuka aykırı bir şekilde zilyetliğinde bulundurulması veya kullanılması teşkil eder. Bu haksızlık, başlangıçta hiç rıza olmaması şeklinde tezahür edebileceği gibi, evvelce verilen bir rızanın sonradan geri alınmasıyla da vücut bulabilir. Şayet taraflar arasında akdi bir ilişki (kira sözleşmesi gibi) mevcut ise veya malikin açık bir muvafakati söz konusu ise, haksız işgalin varlığından bahsedilemeyecektir.
- İşgalcinin Kötüniyeti (Sui Niyet): Haksız işgalden dolayı ecrimisil talep edilebilmesi için, işgal edenin, söz konusu taşınmazı veya menkulü haksız bir şekilde elinde bulundurduğunu bilmesi veya makul bir özen göstermesi halinde bilebilecek durumda olması gerekmektedir. İyi niyetli zilyetlik hallerinde, ecrimisil sorumluluğu prensip olarak doğmaz. Ancak, iyi niyetli zilyet, haksız zilyet olduğunu veya malikin rızasının bulunmadığını öğrendiği andan itibaren kötü niyetli addedilir. Ayrıca, ecrimisil davasının açılması dahi, işgalciye yapılan bir ihtardır ve dava tarihinden sonraki işgal kötü niyetli kabul edilir.
- Zarar (Mazarrat): Ecrimisil, bir tazminat niteliği taşıdığından, malikin haksız işgal neticesinde bir zarara uğramış olması gereklidir. Bu zarar, taşınmazın emsal kira bedeli, kullanımdan mahrum kalma dolayısıyla oluşan gelir kaybı veya haksız kullanımdan kaynaklanan diğer maddi kayıplar şeklinde tezahür edebilir.
- İlliyet Bağı (Sebep-Sonuç İlişkisi): Talep edilen zarar ile haksız işgal eylemi arasında doğrudan bir nedensellik bağının bulunması şarttır. Başka bir deyişle, malikin uğradığı zararın münhasıran haksız işgalden kaynaklanmış olması gerekmektedir.
Ecrimisil Davasının Hukuki Dayanağı
Ecrimisil davasının temel hukuki dayanakları, Türk Medeni Kanunu’nun 993 ila 995. maddelerinde düzenlenen haksız zilyetliğe ilişkin hükümler ile Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere dair genel prensipleridir. Bununla birlikte, ecrimisil müessesesi, daha ziyade Yargıtay‘ın yerleşik içtihatları ile şekillenmiş ve uygulama alanı bulmuştur. Kanun koyucu tarafından ecrimisile ilişkin müstakil bir düzenleme getirilmemiş olmakla birlikte, yukarıda zikredilen genel hükümler ve yargısal kararlar bu hukuki ihtilaf türünün çözümünde esas teşkil etmektedir.
Ecrimisil Davasının İkame Edilebileceği Haller
Ecrimisil davası, bir kişinin malik sıfatını haiz olmadığı halde, bir gayrimenkulü veya menkulü haksız bir şekilde kullanması ve bu kullanım neticesinde asıl hak sahibinin maddi bir zarara uğraması durumunda açılabilir. Yargıtay, ecrimisilin hukuki niteliğini haksız fiile benzetmekle birlikte, hak sahibinin taleplerinin haksız zilyetlik hükümlerine göre de değerlendirilmesi gerektiğini içtihatlarında sıklıkla vurgulamaktadır. Uygulamada en sık karşılaşılan ecrimisil davaları, yabancı şahısların haksız işgali, mirasçılar arasındaki intifa ihtilafları ve paylı mülkiyette hissedarların birbirlerinin haklarını ihlal eden kullanımlarıdır.
Ecrimisil Davasının Vuku Bulması İçin Aranan Şartlar
Ecrimisil davasının açılabilmesi ve netice elde edilebilmesi için yukarıda detaylıca izah edilen haksız işgal, işgalcinin kötü niyeti ve malikin zararı unsurlarının birlikte mevcut olması gerekmektedir. Bu unsurlardan herhangi birinin eksikliği halinde, ecrimisil talebi hukuken kabul görmeyecektir.
Haksız İşgalin Mahiyeti ve Türleri
Haksız işgal, bir gayrimenkulün veya menkulün hukuka uygun bir dayanağı olmaksızın ele geçirilmesi veya kullanılması anlamına gelir. Bu hukuka aykırılık, malikin açık rızasının bulunmaması şeklinde tezahür edebileceği gibi, başlangıçta verilen bir rızanın sonradan geri alınmasına rağmen kullanımın devam etmesi şeklinde de ortaya çıkabilir. Bir sözleşme ilişkisinin mevcudiyeti veya malikin açık bir muvafakatnamesi, haksız işgalin varlığını ortadan kaldıracaktır.
Haksız İşgale Konu Malın Çoklu Mülkiyete Tabi Olması Durumunda Ecrimisil Talebi
Haksız işgale konu teşkil eden mal, tek bir kişiye ait olabileceği gibi, paylı veya elbirliği mülkiyet esaslarına göre birden fazla kişiye de ait olabilir. İşgali gerçekleştiren kişi, paydaşlardan/ortaklardan biri olabileceği gibi, üçüncü bir şahıs da olabilir. Bu tür durumlarda, davayı kimin açacağı ve davalının malın kullanımından men edilmesinin gerekip gerekmediği hususlarında birtakım özel hukuki değerlendirmeler söz konusu olacaktır.
- İşgalcinin Paydaş/Ortak Olmaması Halinde Ecrimisil: Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazın üçüncü bir şahıs tarafından haksız işgali halinde, her bir paydaş yalnızca kendi hissesi oranında ecrimisil talep etme hakkına sahiptir. Elbirliği mülkiyetinde ise, malın tamamı üzerinde tasarruf yetkisi ortakların tamamına ait olduğundan, ecrimisil talebinin de tüm ortaklar tarafından birlikte ileri sürülmesi gerekmektedir. Tek başına bir ortağın ecrimisil talep etmesi mümkün değildir.
- İşgalcinin Paydaş/Ortak Olması Halinde Ecrimisil ve İntifadan Men Şartı: İşgalci konumundaki kişi, paydaş veya ortak ise, ecrimisil talep edilebilmesi için yukarıda sayılan genel şartlara ek olarak “intifadan men” şartının da gerçekleşmiş olması aranır. İntifadan men, bir paydaşın veya ortağın, diğer paydaş veya ortağın malı kendi hakkından fazla bir şekilde kullanmasına karşı açıkça itiraz etmesi ve bu durumu işgalciye bildirmesidir. Ancak, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bazı özel hallerde intifadan men şartı aranmaksızın da paydaş veya ortaklardan ecrimisil talep edilebilecektir. Bu istisnai durumlar şunlardır:
- Haksız işgale konu malın hukuki veya doğal semere getiren nitelikte olması (örneğin, meyve bahçesi, apartman dairesi, ticari araç gibi).
- Paydaşlar veya ortaklar aleyhine daha önceden elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi gibi hukuki yollara başvurulmuş olması.
- Paydaşlar veya ortaklar arasında malın kullanım şekline ilişkin bir taksim veya fiili kullanım anlaşmasının bulunması ve işgalin bu anlaşmaya aykırı olması.
- Hazine veya vakıflar gibi kamu kurumlarının paydaş olduğu durumlarda, bu kurumlar açısından intifadan men şartı aranmamaktadır.
Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatı Yargılama Usulü
Ecrimisil davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) genel hükümleri çerçevesinde yazılı yargılama usulüne göre görülür. Uygulamada, talep edilecek tazminat miktarının dava açılırken tam olarak belirlenememesi nedeniyle genellikle belirsiz alacak davası şeklinde ikame edilmektedir. Ecrimisil davası, müdahalenin men’i veya tapu iptal ve tescil davalarıyla birlikte açılabileceği gibi, bu davalardan müstakil olarak da açılabilir. Yargılama sürecinde mahkeme tarafından aşağıdaki hususlar titizlikle incelenecektir:
- Davalının, dava konusu malı kullanıp kullanmadığı.
- Kullanım söz konusu ise, bu kullanımın haksız olup olmadığı.
- Malı kullanan işgalcinin kötü niyetli olup olmadığı.
- Mal sahibinin bir zarara uğrayıp uğramadığı.
- Zarar mevcut ise, bu zarar ile haksız kullanım arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı.
- Haksız işgalin süresi.
- Talep edilebilecek ecrimisil tazminatının miktarı.
Yukarıda sayılan hususların tamamı, başta işgal süresi olmak üzere, davacı (mal sahibi) tarafından her türlü hukuki delille (tanık beyanı, keşif, bilirkişi raporu, vs.) ispatlanmak zorundadır. Özellikle ecrimisil miktarının tespiti noktasında, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması zorunludur. Uygulamada genellikle taşınmazın emsal kira geliri üzerinden ecrimisile hükmedilmekle birlikte, mahkeme, taşınmazın haksız kullanımının niteliğini ve şeklini dikkate alarak, kira gelirinin yanı sıra diğer zararları da kapsayacak şekilde tazminata hükmedebilir.
Kötü Niyetin Hukuki Değeri
Haksız işgal eyleminde bulunan kişinin iyi veya kötü niyetli olması, mahkeme tarafından yapılacak hukuki değerlendirmelerde hayati bir öneme sahiptir. Ecrimisil sorumluluğunun doğması için, işgalcinin kötü niyetli olması gerekmektedir. Kötü niyet, kişinin gayrimenkulü haksız bir şekilde işgal ettiğini bilmesi veya gerekli özeni gösterseydi ya da araştırma yapsaydı bunu öğrenebilecek durumda olması anlamına gelir. İyi niyet ise, kişinin haksız işgalde bulunduğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmamasıdır. Ancak, iyi niyetli işgalci, işgalin haksız olduğunu veya malikin rızasının bulunmadığını öğrendiği andan itibaren kötü niyetli sayılacaktır. Ayrıca, ecrimisil davasının açılmasıyla birlikte, dava tarihinden sonraki işgal de kötü niyetli addedilir.
Zararın Varlığı ve İspatı
Ecrimisil davasının temel şartlarından biri de haksız işgal neticesinde malikin bir zarara uğramış olmasıdır. Ecrimisil davaları, haksız fiil benzeri davalar olduğundan, yalnızca dava tarihine kadar gerçekleşmiş olan zararın tazmini talep edilebilir. Kötü niyetli haksız işgalci, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoyması nedeniyle malikin uğradığı zararları, elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği ürünleri ve işgal karşılığında ödemesi gereken tazminatı ifa etmekle mükelleftir.
Mirasçılar Arasında Ecrimisil Davası
Mirasçılar arasında ecrimisil davası, terekeye dahil olan ve üzerinde paylı veya elbirliği mülkiyet hakkı bulunan bir gayrimenkulün, mirasçılardan biri tarafından diğer mirasçıların haklarını ihlal edecek şekilde haksız olarak işgal edilmesi veya kullanılması durumunda açılabilir. Bu durumda, diğer mirasçıların ecrimisil talebinde bulunabilmesi için, haksız işgalde bulunan mirasçıya bu duruma ilişkin bir itirazda bulunulması, yani “intifadan men” şartının yerine getirilmesi gerekmektedir. İntifadan men, mirasçılar tarafından her türlü delille ispatlanabilir ve aynı zamanda bir dava şartıdır. Ancak, yukarıda detaylıca izah edilen istisnai hallerde, mirasçılar arasında da intifadan men şartı aranmaksızın ecrimisil talep edilebilecektir.
İntifadan Men Koşulu/İhtarnamesi
İntifadan men koşulu, haksız işgalde bulunan paydaşa veya ortağa karşı yapılan itiraza, bildirime veya engellemeye verilen isimdir ve ecrimisil davası için bir dava şartı teşkil eder. Ecrimisil talep edilmeden önce, hakkı ihlal edilen kişinin, gayrimenkulün kullanımı noktasında haksız işgalciye bu durumu yazılı veya sözlü olarak bildirmiş olması gerekmektedir. Ancak, yukarıda detaylıca belirtilen istisnai hallerde, intifadan men koşulu aranmayacaktır. Bu istisnalar, haksız işgal sonucu ortaklık konusu maldan fayda elde edilmesi, davacı tarafından ortaklık konusu mala ilişkin diğer paydaşlar aleyhine çeşitli davaların açılmış olması ve taraflar arasında malın kullanımına ilişkin bir anlaşmanın ihlal edilmesi gibi durumları kapsamaktadır.
Ecrimisil Davasında Zamanaşımı
Ecrimisil davalarında zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, dava tarihinden itibaren geriye doğru hesaplanır ve bu süreden önceki haksız işgaller için ecrimisil tazminatına hükmedilmez. Zamanaşımı süresinin dolması, haksız işgalcinin borcunu kendiliğinden ödemesine engel teşkil etmez, ancak bu süreden sonra dava açılamaz. Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir.
Ecrimisil Bedelinin Hesaplanması
Ecrimisil bedeli, mahkeme tarafından re’sen veya tarafların talebi üzerine yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilir. Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, emsal kira bedelleri, benzer nitelikteki yerlerin işgal tarihindeki kira paraları ve emsal kira sözleşmeleri dikkate alınarak emsal araştırması yapılır. Ayrıca, ecrimisile konu gayrimenkul ile emsallerin karşılaştırılması yapılarak, gayrimenkulün üstün veya eksik tarafları belirlenir. Ecrimisil davasında, talep edilen dönemler için ayrı ayrı hesaplama yapılır ve ilk kira bedeli belirlendikten sonra, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) baz alınarak artış uygulanır. Ecrimisile ilişkin faiz işletilmesinde de aynı yöntem kullanılır ve talep halinde kademeli faize hükmedilebilir. Sonraki dönemler için belirlenecek ecrimisil değeri, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak kaydıyla belirlenir.
Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ecrimisil davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, HMK’nın genel yetki kuralı uyarınca davalının yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Bununla birlikte, ecrimisilin haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle, haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği veya gelme ihtimalinin olduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi de yetkilidir. Ancak, müdahalenin men’i davası ile ecrimisil talebi birlikte ileri sürülmüşse, yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
Ecrimisil Davasında Belirsiz Alacak ve Islah
Ecrimisil davalarında talep edilecek tazminat miktarı, genellikle bilirkişi incelemesi sonucunda kesinleştiğinden, dava açılırken talep belirli ve likit bir alacak niteliğinde değildir. Bu nedenle, ecrimisil davaları HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açılabilir. Ayrıca, taraflar HMK’nın 176. maddesi uyarınca yapmışoldukları usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilirler. Bu kapsamda, ecrimisil davalarında ıslah müessesesi de uygulama alanı bulmaktadır.
Ecrimisil Davası Masrafları
Ecrimisil davası masrafları, dava açılırken ve yargılama sürecinde yapılması gereken harç, gider avansı, bilirkişi ücreti gibi kalemlerden oluşur. Harç miktarı, dava dilekçesinde belirtilen dava değerine göre hesaplanır.
Ecrimisil Davasının Süresi
Ecrimisil davalarının tamamlanma süresi, mahkemelerin iş yoğunluğuna, delillerin toplanma sürecine ve yargılama aşamalarının seyrine bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, ortalama olarak 18 ila 24 ay arasında sürebilmektedir.
Ecrimisil Bedelinin Ödenmemesi Durumunda Yapılacaklar
Mahkeme kararıyla hükmedilen ecrimisil bedelinin borçlu tarafından ödenmemesi halinde, alacaklı taraf İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde icra takibi başlatarak alacağını cebri icra yoluyla tahsil edebilir. Hazine ve Vakıfların alacaklı olduğu durumlarda ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Ecrimisil Davası ile El Atmanın Önlenmesi Davasının Farkı
Ecrimisil davası ve el atmanın önlenmesi davası, uygulamada sıklıkla karıştırılan ancak farklı hukuki amaçlara hizmet eden dava türleridir. El atmanın önlenmesi davası, malikin mülkiyet hakkına yönelik devam eden haksız müdahalenin sona erdirilmesini amaçlar. Bu davanın açılabilmesi için haksız müdahalenin halihazırda devam ediyor olması gerekmektedir. Haksız müdahale sona erdikten sonra el atmanın önlenmesi davası açılamaz, ancak bu müdahale nedeniyle oluşan zararlar için ecrimisil talep edilebilir. Yargıtay içtihatları da bu yöndedir.
Hazine Arazisinde (Milli Emlak) Ecrimisil Talebi
Hazine arazilerinin (milli emlak) haksız işgali halinde ecrimisil talep etme yetkisi Devlet Hazinesi’ne aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 715/1. maddesi uyarınca, sahipsiz yerler ile yararı kamuya ait mallar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Devlet İhale Kanunu’nun 75. maddesi de, devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların haksız işgali halinde ecrimisil istenebileceğini açıkça düzenlemektedir. İdarelerin açacağı ecrimisil davalarında, zararın varlığı veya işgalcinin kusuru aranmamaktadır. Kamu mallarının intifa hakkının başka bir tüzel kişiye bırakılmış olması halinde dahi, mülkiyet Hazine’ye ait olduğundan, Hazine’nin dava açma hakkı saklıdır.
Ecrimisil Davasında İstinaf ve Temyiz Süreci
Ecrimisil davalarında yerel mahkeme tarafından verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf mahkemesinin kararı aleyhine ise, kanunda öngörülen şartların varlığı halinde Yargıtay’a temyiz yoluna gidilebilir. Ecrimisil davaları, taşınmazın aynına ilişkin davalardan olmadığından, yerel mahkeme kararı kesinleşmeden icraya konulabilir. Başka bir deyişle, icra için istinaf ve temyiz süreçlerinin tamamlanması beklenmez.
Sonuç
Ecrimisil davası, taşınmaz mülkiyetinin korunması ve haksız işgallerden kaynaklanan zararların giderilmesi açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu dava, hem maddi hukuka hem de usul hukukuna ilişkin karmaşık düzenlemeler içermekte olup, özellikle delil toplama, zarar hesabı ve hukuki değerlendirme süreçlerinde uzmanlık gerektirmektedir. Bu nedenle, ecrimisil davalarında hak kayıplarının yaşanmaması için, alanında yetkin bir gayrimenkul avukatından hukuki destek almak önem arz etmektedir.
Antalya’da bulunan Birbilen Hukuk bürosu, başta Antalya olmak üzere tüm Türkiye’deki ecrimisil davlarınız ile ilgili uzman avukatlarımızdan danışmanlık alabilirsiniz. İletişim sayfamızdan veya 7/24 Whatsapp hattımızdan bize ulaşabilirsiniz.